Adi Ortaklık Nedir? Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan adi ortaklık, iki…
Muhtelif Teminat Türleri
GİRİŞ
Bir sözleşmesel ilişkide borçlu yahut borçlunun yükümlülüklerine ilişkin olarak üçüncü kişiler tarafından alacaklı lehine muhtelif teminatlar verilebilmektedir. Hukukumuzda yer alan teminat türleri epey çeşitlilik arz etmektedir. Bu kapsamda Türk Hukuku’nda düzenlenen başlıca teminat türleri aşağıdaki gibidir:
- Garanti sözleşmesi,
- Kefalet sözleşmesi,
- Alacak rehni,
- Alacağın devri,
- Taşınır mal rehni,
- İpotekli borç senedi ve irat senedi,
- İpotek,
- Fikri ve sınai hakların rehni,
- Borca katılma sözleşmesi,
- Ticari işletme rehni,
- Hesap rehni,
- Şirket payı rehni,
- Şirket payları üzerinde intifa hakkı tesisi,
- Banka teminat mektupları ve kontrgaranti ve
- Mal ve haklar üzerinde kurulabilecek sair sınırlı ayni haklar (üst hakkı vb.)
Aşağıda uygulamada sıklıkla karşılaşılan başlıca teminat türlerine yönelik özet bilgilendirmemizi paylaşmak isteriz:
BAŞLICA TEMİNAT TÜRLERİ
- Garanti Sözleşmeleri
Garanti sözleşmeleri, kefalet sözleşmelerine benzer şekilde şahsi teminat içeren sözleşmeler olmakla birlikte kefalet sözleşmelerine nazaran garanti alan açısından daha büyük avantajlar sağlayan bir teminat çeşididir. Örneğin, garanti verenin sorumluluğu bir başka borcun varlığına, geçerli olup olmadığına veya dava edilebilirliğine bağlı değildir.
Yargıtay 13. HD 2002/12569E. 2003/3985 K. nolu içtihatında da belirtildiği üzere, garanti sözleşmeleri üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğindedir. Türk Borçlar Kanunu’na göre üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı taahhüt eden, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlü hale gelir.
Garanti sözleşmesinde garanti verenin borcu, asıl borcun varlığından tamamıyla bağımsızdır. Eş deyişle, garanti veren asıl borcun geçersiz olma halinde dahi alacaklının uğrayacağı zararı karşılamayı taahhüt etmiştir. Yine kefalet sözleşmelerinde kefil, borçlunun sahip olduğu def’i ve itirazları alacaklıya karşı ileri sürebilme hakkına sahip iken garanti sözleşmesinde garantörün borçluya ait def’i ve itirazları ileri sürme hakkı ise yoktur.
- Kefalet Sözleşmeleri
Türk Borçlar Kanunu uyarınca kefalet sözleşmesi; bir kefilin alacaklıya karşı, kefil olduğu borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği bir sözleşme türüdür. Bu doğrultuda kefilin borcu, şarta bağlı bir borçtur. Kefaletten doğan borç fer’i nitelikte olup kefilin borcunun varlığı asıl borcun varlığına bağlıdır ve böylece asıl borç ortadan kalkarsa kefilin borcu da ortadan kalkmış olacaktır.
Kefalet sözleşmesinde kefil, borçluya ait def’ileri ve itirazları alacaklıya karşı ileri sürebilme hakkına sahiptir. Yine kefilin borcu, asıl borç muaccel olmadan muaccel olmayacaktır.
Kefalet sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu uyarınca birtakım şekil ve koşullara bağlanmıştır. Öncelikle sözleşme yazılı şekilde yapılmalıdır. Ayrıca kefilin sorumlu olacağı azamî miktar, kefalet tarihi ve kefilin müteselsil kefil olması durumunda işbu sıfat gerçek kişi kefilin kendi el yazısıyla (veya kefil tüzel kişi ise yetkilisinin) el yazısıyla yazılmalıdır.
Kefalet sözleşmeleri temel olarak (i) adi kefalet ve (ii) müteselsil kefalet olarak ikiye ayrılır. Adi kefalet, alacaklının önce asıl borçluyu gittikten sonra kefile başvurabildiği kefalettir. Müteselsil kefalet ise, alacaklının doğrudan kefilin sorumluluğu yoluna gidebildiği kefalet türüdür. Müteselsil kefalette alacaklı, borçluyu takip etmeden doğrudan kefili takip edebilir. Bununla beraber alacağın teminatı olarak taşınır veya alacak rehni kurulmuşsa, alacaklının kural olarak kefilden önce rehne başvurması gerekliliği ise unutulmamalıdır.
- İpotek
İpotek bir taşınmaz rehni türüdür. Hak sahibine bir taşınmazın değerinden alacağını elde etme hakkı tanıyan sınırlı bir ayni haktır.
İpoteğin geçerliliği resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır ve ipotek tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar üzerinde ipotek kurulamaz.
İpotek, teminat altına aldığı alacağa bağlı bir haktır. Mevcut alacakları teminat altına almak için kurulan ipotek anapara ipoteği iken ileride doğacak ve doğması muhtemel alacaklar için kurulacak ipotek ise üst sınır ipoteği olarak adlandırılır.
İcra ve İflas Kanunu‘nun 45. maddesi gereğince ipotekle güvence altına alınmış bir alacağın borçlusu borcunu ifa etmezse rehinli alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunabilir.
- Ticari İşletme Rehni
Bu rehin türü ile bir ticari işletmede rehin kapsamına giren menkullerin alacaklıya teslim edilmeksizin rehni mümkün olmakta ve böylece borçlu ticari faaliyetine devam edebilmektedir.
Ticari İşletme Rehni Kanunu uyarınca ticari işletme rehni kural olarak, bir işletmenin faaliyetine özgülenen menkul işletme tesisatı, sınai hakları, ticaret unvanı ve işletme adı üzerinde kurulabilir. Marka, patent, model, resim veya lisans gibi sınai haklar ticari işletme rehninin kapsamı dışında bırakılabilir. Bununla birlikte menkul işletme tesisatı, ticaret unvanı ve işletme adının rehin dışında bırakılması, ilgili rehin sözleşmesinin geçersizliğine neden olabilecektir.
Ticari işletme rehni sözleşmesi, bir noter tarafından düzenleme yoluyla yapılmalıdır. Sözleşmede, rehne dair unsurlara ayırt edici özellikleri ile birlikte yer verilmelidir.
- Şirket Payları Üzerinde İntifa Hakkı Tesisi
İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya malvarlığı üzerinde belirli bir kişiye yararlanma imkânı sağlayan bir irtifak hakkıdır.
Anonim şirket payı, kıymetli evrak niteliğinde herhangi bir senede bağlanmış olsun olmasın intifa hakkına konu olabilmektedir. Senede bağlanmamış çıplak paylar üzerinde intifa hakkı kurulması alacağın temliki hükümleri çerçevesinde yazılı şekilde mümkün olabilmektedir.
Pay senetleri üzerinde intifa hakkı kurulursa, katılma hakları ve oy hakkının kullanılması intifa hakkı sahibine ait olmaktadır. Yönetimsel haklara ek olarak pay senetleri üzerinde kurulan intifa hakkı sahibine, kâr payı ile varsa hazırlık dönemi faizlerinin ve diğer periyodik edimlerin intifa hakkı süresine düşen kısmını talep etme hakkı verir. Ancak tasfiye payı alma hakkı ise malike aittir.